Elveda İstanbul, Merhaba Konya

Başarılı İnsanlar, mazeretlere sığınmanın ve bahaneler üretmenin sorumluluktan kaçmak olduğunu iyi bilirler. Tekerlekli sandalyelerde, hapishanelerde, savaş alanlarında, bin bir türlü zorluklar altında sürdürülmüş hayatlar ve o şartlar içerisinde meydana getirilmiş meşhur eserlerin varlığı bile bizlere, kalıcı eserler bırakmanın ve yaşam mücadelesinde, ayakta dik kalabilmenin ne denli zor olduğunu göstermesi açısından oldukça manidardır. Bu da; hayatın, (birilerimizin zannettiği kadar) “toz-pembe”olmadığının bir göstergesidir.

İnsanoğlunun, ”Başaramam” kelimesini literatüründen müebbet silip-atması, her türlü karamsarlıktan ve felaket tellallarından uzaklaşması hayati bir öneme sahiptir. Aksi taktirde, bizleri de karanlık, dibi görünmeyen deryalarda boğmaya çalışırlar ve ümitsizliğe sevk ederek yapacağımız işlere engel olurlar. [Hayata Karamsar Yaklaşanlardan Uzak Durmalıyız.!]. Tembel insanlar; zor işlere değil, kolay ve geliri de nispeten yüksek işlere meylederler. Bilinmelidir ki, zor işler daha kalıcı; kolayları ise, sabun köpüğü gibi, gelip-geçicidirler…


…ve Şimdi Sıra Geldi İstanbul ve İstanbul'daki dostlarıma Veda Mesajıma 11 Mart 1979 yılından dünyaya gelip büyüdüğü ve sonrasında, Küçük Kurbağa ve Şimdi Okullu Olduk; gibi okul şarkılarını, büyük bir beğeni ve coşkuyla söyleyerek adımımı attığım okulumdan; 3 tarafı ormanlarla çevrili, Dağ Başını Duman Almış ve Uzun İnce Bir Yoldayım, bestelerini sessizce mırıldanarak (ne de çabuk geçti dercesine), tatlı bir hüzünle Ayazağa Mahallesinde ki serüveni bitirmek üzereyim. Buradan da anlıyoruz ki, her şeyin bir sonu vardır. Ünlü "NLP" (Zihin Dili Programlaması) uzmanı Oğuz Saygın’ın dediği gibi. 

“İnsanlar, amaçlarına ulaşmak için gerekli kaynaklara sahiptirler.
Her zaman bir seçenek daha vardır. Hayalleri olanlar asla ihtiyarlamazlar.
Zafer de, ilk adımla başlar.” dedik ve Haziran başı İstanbul’a veda ediyorum. 

Adg Amatörün Dünyası sitesinde yani arkamda o kadar kaliteli arkadaşlar bıraktım ki “Benim harcadığım çabayı harcayan, beslediğim umudu besleyen ve gösterdiğim inancı göstereceğine inandığım arkadaşlar, aynı başarıyı elde edeceğinden en ufak bir kuşkum yok.” 


6 yıllık futbol muhabirliğimin en kaliteli dönemini 2012-2013 sezonunda yaşadığımı da dile getirmek isterim. İsim vermek istemiyorum yanlış veya adını hatırlayamadığımdan yazmayı unutabilirim. Futbolun içinde bulunan Hakemlerimiz Saha komiserlerimiz, Kulüp Başkanlarımız, Futbolcu kardeşlerimiz arkadaşlarımız, malzemeci masör ve kulüp müdürlerimizle gerek saha içinde gerekse tribünlerde hatta normal yaşantımızda da yürürken veya otobüste ve bir çok açık ve kapalı alanda bir araya gelip konuştuğumuz hoş sohbetlerle o atmosferi birlikte telaffuz ettiğimiz abilerim kardeşlerime sonsuz teşekkür ederim.  

Bazı insanları unutmayacağım ama iyi ama kötü hepsi aklımda 

Önceki yazımda da belirttiğim gibi 6 yıl içerisinde iyi ve sıkı dostlarım olduğu gibi Lanet kendini beğenmiş kendi egolarını tatmin edenler de çıktı karşıma. Hatta fazla ileri gidip tehdit edecek kadar cesaret bulan kişilerde çıktı. Ben görevimi yaptım yapmayada devam edeceğim. O kişilere de şuradan bir iki çift lafım olacak.   Sadece bedenim İstanbul'dan gidiyor ruhum İstanbul'da dolaşıyor olacak yine ben yapacağımı yaparım yazılacaksa yazarım okunacaksa okurum rahat bir konumda olmayacaksınız. Takibe devam edeceğim. 

1 Haziran'da Konya'dayım.

Konya'da bulunan kendi evimde ailemle birlikte bundan sonra hem iş hemde geri kalan yaşantımı burada devam edeceğim. ( Unutmadan aslen Sinop'luyum) Oradaki takımlarla ve bir çoğunuzla görüşmelerimiz devam edecek fakat göremeyeceğim tekrar karşılaşmamızın imkansız olduğu dostlarım olacak. Olurda Konyaya yolunuz düşerse görüşüp bir kahvemi içmeden gitmeyin. Beni tanıyan tanımayan tüm amatör futbol camiasına bugüne kadar olan haklarımı helal olsun. Sizleri özleyeceğim İstanbul’u özleyeceğim.  Bana 7/24 yukselcirt@gmail.com mail adresimden ulaşabilirsiniz. 
Elveda İstanbul, Merhaba Konya

Saygılarımla 
Yüksel Cırt